Mühendislik, bilim ile
teknoloji arasında bir köprü niteliğinde olan bir disiplindir. İnsanlığın
gelişiminde önemli bir yere sahiptir.Genel olarak mühendislik, problemleri
çözebilmek için gerekli olan bilim ve matematiğin uygulanmasıdır diyebiliriz.
Mühendisler, bir şeylerin nasıl çalıştığını anlar ve bilimsel keşiflerin pratik
hayatta kullanımı için yöntemler bulur. Bilim adamları ve mucitler genellikle
insanlığın yaşam koşullarını iyileştiren yenilikler için uğraş verirler. Ancak
bu yenilikleri kullanılabilir bir araç haline ise mühendisler getirir.
“Evrenin Rahatsız Edilmesi”
isimli kitabın yazarı (Sloan Vakfı, 1981), fizikçi FreemanDyson, “mühendislik nedir?” sorusu
için bu kitabında şöyle demiştir:
“İyi
bir bilim adamı, orjinal fikirlere sahip bir kişidir. İyi bir mühendis, mümkün
oldukça az orjinal fikirle çalışarak bir tasarım yapan kişidir. Mühendislikte,
kendini beğenmiş kişiler yoktur.“
Mühendisliğin tarihi insan
uygarlığı tarihinin parçalarından birisidir. Günümüzde, Giza piramidi,
Stonehenge, Parthenon tapınağı ve Eyfel kulesi mühendislik mirasının anıtları
olarak durmaktadırlar. Günümüz mühendisleri sadece Uluslararası Uzay İstasyonu
gibi muazzam büyüklükteki yapılar inşa etmekle kalmıyor. Aynı zamanda insan genetiğini çok daha kaliteli
şartlarda çok küçük bilgisayar çiplerine harita oluşturabiliyorlar.
Modern anlamda mühendislik kavramını ele aldığımız zaman “bilim
insanlarının ürettiği teorik bilgiyi tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceği
pratik bilgiye dönüştüren kişi” olarak tanımlayabilmekteyiz.Peki. Tüm bu gelişme,
çözümleme ve diğer oluşumların asıl alt kültürünün hangi disiplin ile
olabileceği hiç düşünülmeyen bir durum gibi sanki. Bilimsel keşifler, problem
çözümleri, icatlar, estetik kaygı ve hayati motivasyon etkisi eğitim
bilimlerinin göz ardı edilemeyeceği anlamına gelmez mi? Eğitim bilimleri ve
buna bağlı eğitmenlik çabasının bir kenarda bırakılması söz konusu olamaz.
Bütün her sektördeki çalışmaların tabanı çok iyi hedeflenmiş ve motive edilmiş
insanların ehil eğitmenler yani eğitim
mühendisleri diye nitelendirebileceğimiz kişiler eliyle yetiştiğini
unutmamak gerekir.
Salt okuma yazmayı veya bilgi
vermeyi değil, hayatın anlamını, problemlere nereden bakılacağını, çözüm ötesi
durum ve şartlara hazırlık gibi birçok öngörü ile birlikte anı değerli kılmayı
ve dünyaya karşı cesaretlendirmeyi oluşturabilmek ve tüm bunları önceden
birileri üzerinden hesap edebilmek mühendislik değildir de nedir?
Eğitim mühendisleri ise bu noktada elinde olan enformasyonu ileterek
işlenebilecek hale getirebilmek, öğrencilerde bu bilgilerin uygulanabilir
olmasını sağlamak görevini üstleniyor diyebiliriz. Geniş bir çerçevede
baktığımız zaman tüm icraatların eğitim mühendisleri tarafından bize ulaştığını
görmek çok da zor değil.
Bilgilerin kullanılabilir olması için gerekli ortamı hazırlamak, bakış
açılarını geliştirmek, öğrenilen bilgilerden yeni sonuçlar çıkarılmasını
sağlamak, görüşlerini özgürce belirtmek ve yenilikçi fikirler oluşturmaları
adına gerekli çalışmaları yapan birine mühendis demekyadırganacak bir şey
olmasa gerek… Keza eğitim de belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma,
yetiştirme ve geliştirme işidir. Soyut bir kavram olarak aklımızda oluşan
eğitim kavramı, mühendislik ile birleştiği takdirde somut bir hal almakta ve
beceriye dönüşmektedir. Mühendislik, temelde korunma içgüdüsünü
barındırmaktadır. Eğitim de özellikle 21. Yüzyılda kişinin kendini dünyaya
karşı korumak ve ispat etmek için yapabileceği yegane eylemdir. Mark O. Connell’in
de dediği gibi “İnsanlığı mühendislik meselesi olarak gördüğünüzde elde
edebileceğiniz başarıların neredeyse sınırı yoktu.“ Bu nedenle eğitim
mühendisliği ile ihtiyacımız olan gücü belki de kendi içimizde bulabiliriz. Daha
verimli topraklarda, daha büyük sularda ve daha geniş ufuklarda; yeniden
keşfetmek, yeniden üretmek, yeniden başarmak…
Neden olmasın?
DR. MEHMET BİREKUL
Dr. Mehmet Birekul | Bir Köşede |
Okunma |
Tarih |
---|---|---|
BU SİSTEMLE NEREYE GİDİYORUZ? | 1034 | 23.02.2021 10:20:44 |
Literatüre Yeni Bir Kavram ‘’Eğitim Mühendisliği’’ | 2546 | 20.01.2021 10:07:47 |
SORUN BİZDE Mİ YOKSA BİZDEN DOĞANLARDA MI? | 2156 | 21.12.2020 20:03:40 |
Yazarlar
Resim Galerisinden