Dilimize Fransızca’dan geçen Gastronomi kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlamı ‘yemeği iyi yeme merakı, sağlığa uygun, iyi düzenlenmiş, hoş ve lezzetli mutfak, yemek düzeni ve sistemi olarak’ ifade ediliyor.
Gastronomi turizmi de, insanların yiyecekler ve bu yiyecekler ile ilgili deneyimlerini tamamlayan bir olgu haline gelmiş olup, özel bir yemek türünü tatmak ve bir yemeğin üretilmesini görmek amacı ile özel imalat yerlerini ziyaret etme anlamına gelmektedir.
Günümüzde Dünya
çapında kültür ve turizm alanında lezzetli yemeklerin ve yerel halkın mutfak
kültürü ile gastronomi turizmi oldukça büyük bir ilgi görmeye başlamıştır.
Turizm odaklı
yiyecek ve içecek kuruluşları açısından da yerel mutfaklar çekici unsurlar
arasında da yer alıyor.
Yerel el sanatları
gibi yerel mutfak da turistler için giderek çekici bir hal alırken, her geçen
gün ilgiyi arttırıyor.
Bu sayede Yerel
gıdalar, özgün, eşsiz, gerçek izlenimler ile turizmi çeşitlendirip, yerel
halkta oluşturduğu etki ile de bölgesel ve ulusal ekonomik gelişmeyi de katkı
sağlıyor.
Bu nedenle de Gastronomi Turizmi, turizmin içinde son yıllarda ön plana çıkan bir ayağı olmuştur.
Gelinen nokta da bir moda haline gelen gastronomi turizmi, yemek ile yapılan bir çeşit sanat olarak ta görülüyor.
Dünya genelinde Yemek Turizmi olarak ta nitelendirilen Gastronomi Turizmi üç temel aşamada gerçekleştiriliyor.
Birincisi sadece yemek pişirmeye yönelik turlardır. Bölgesel yemek turları da yapılıyor.
İkincisi bölgeye ait yerel bir yemeğin yendiği ya da ünlü bir şefin yaptığı yemeğe yönelik turlardır. Bu turlar daha çok Fransa, İtalya ve İspanya’ya yapılıyor.
Üçüncüsü de özel olarak yapılan bir gıda ürünün üretildiği yerleri ziyaret etmeye yönelik turlardır.
Bu turlarda daha çok Kosta Rika’da kahve, Belçika ve İsviçre’de ise çikolata turlarıdır.
Dünya mutfağında önemli
bir yere sahip olan ülkemizde de gastronomi alanında son yıllarda önemli
gelişmeler yaşanıyor.
İlk olarak 2015'te
Gaziantep UNESCO tarafından gastronomi dalında Yaratıcı Şehirler Ağına dâhil
edilirken 2017'de Hatay, 2019'da Afyonkarahisar ve son olarak da 2021'de
Kayseri bu unvana layık görüldü.
5 il olarak
şehrimiz Konya’nın, Dünya Gastronomi Turizminde yerini alması için hiçbir
eksiği de yoktur. Bu anlamda yeterli olduğu kadar, zengin bir mutfak kültürüne
de sahiptir.
Yeter ki gayret
edelim. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği Konya Gastronomi
Festivali gibi programlara elimizden gelen desteği verelim.
Ülkemiz genelinde Gastronomi Turizminin gelişmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor.
Bu çalışmalardan
birisi de Türkiye Seyahat Acenteları Birliğinin(TÜRSAB), giderek önem kazanan
gastronomi turizminin gelişmesi için Türk turizmcilerini harekete geçirmesidir.
Başta Japonya
olmak üzere, UzakdoğulularıAntep, Şanlıurfa, Adana, Hatay ve Mardin mutfağı
gibi yerel Türk mutfağı ile tanıştırma faaliyetlerini sürdürüyor.
TÜRSAB’ın ekonomik hedefi de, yabancı turist başına 157 dolar olan yeme içme harcamasını, 250 dolar seviyesine çıkarmaktır.
Dünyada turist sayısı 1 milyar kişiyi aşarken, bu turistlerin yüzde 88,2’si, ‘Destinasyon olarak en çok yemeği tercih ediyor.
Gelinen noktada dünyada seyahatlerini lezzet duraklarına göre yapanların sayısı gün geçtikçe hızla artıyor.
TÜRSAB’ın
Gastronomi Turizmi Raporuna göre de, Türkiye’ye gelen turist boğazına 150 Dolar
harcıyor. 150 Doların TL karşılığı ise, bin 300 liranın üzerindedir.
Şehrimizde de TÜRSAB Konya Bölgesel Temsil Kurulu tarafında da Gastronomi Turizmi konusunda çeşitli çalışmalar yürütülüyor.Bu çalışmanın amacı da Konya’nın Gastronomi Turizminde de yerine alması ve zengin mutfak kültürünün tanıtılmasıdır.
Şehrimizin
Gastronomi Turizminde hak ettiği yere gelmesi için Konya Büyükşehir
Belediye’since “Benim Şehrimde Yemek Bir Medeniyettir” sloganıyla ilkini
gerçekleştirdiği ve Konya’nın zengin mutfağının tanıtıldığı Konya Gastrofest’e
olan ilgi şehrimiz adına güzel olduğu kadar, iyi bir gelişmedir.
Kalehan Ecdat Parkında
3 gün boyunca süren Gastronomi Festivalinde, şehrimizin ve ilçelerimizin yemek
çeşitleri tanıtılırken, yerli ve yabancı insanlara tattırıldı.
Güzel olan yanı
ise, bu festivale 300 binin üzerinde ziyaretçinin katılmış olması ve şehrimiz
halkının sahiplenmesidir.
Konya Gastronomi
festivaliyle ilgiliyapılan değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak istedim.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Ecdadımız Orta Asya’dan başlayan yolculuğunda Anadolu’yu bir ev olarak kendine yurt edindiğinde Konya’yı da başkent ilan etmiş. Orta Asya’dan başlayan yolculuğunda orada yüzyıllardır elde ettiği medeniyeti, mutfak kültürünü yolda harmanlayarak ve coğrafyada bulduklarıyla pişirerek, buna da saray kültürünü katarak ortaya bir medeniyet sunmuş. Biz de bugün bu medeniyeti yaşatmak için çaba sarf ediyoruz. Yemek kültürü, sadece damaklarımıza hitap eden bir kültürden ziyade Selçuklu ve Osmanlı medeniyetimizin tüm esintilerini, o dönemde yaşamış ecdadımızın bilgi ve birikimlerini, acılarını ve umutlarını ateşle harmanlayarak günümüze ulaştırması bakımından anlamlıdır. Ateş Baz-ı Veli Hazretlerinden gelen kadim yemek geleneğinin, sofra adabının, tasavvuf ve tasarruf kültürünün Konya mutfağında şekillenirken, gelenekselleştirilerek günümüze kadar gelmiştir.Ocaklarda pişen ateşle sadece yemeklerimiz kaynamıyor, hamurumuz pişmiyor; aynı zamanda o yemeğin bizlere sunduğu kadim tarih, her ocakta yeniden doğuyor ve yeniden bizlerle buluşuyor. Bir taraftan da yemek kültürümüzü coğrafi işaretler olarak tescillemek için çalışmalar yapıyoruz. İlk etapta başvurusunu yaptığımız 51 üründen 21’nin coğrafi işaret tescili gerçekleşti. İnşallah 30 ürünümüzle ilgili süreç devam ediyor. Ayrıca 35 yeni ürünle ilgili de başvuruyu tamamladığımızda 100’e yakın coğrafi ürün başvurumuzu da gerçekleştirmiş olacağız.”
Başkan Altay,
Konya’nın tarihi geçmişiyle yemek kültürünü paralel olarak geliştirilerek,
yaşattığını dile getirmesiyle, şehrimizin Gastronomi Turizmindeki potansiyeline
dikkat çekiyor.
Ayrıca Başkan
Altay’ın coğrafi işaretler konusuyla ilgili yaptığı değerlendirmesinde; yemek kültürümüzü coğrafi işaretler olarak
tescillemek için yapılan çalışmalar sonucu 51 üründen 21’rinin coğrafi
işaretinin tescillenmesi, 35 yeni ürün içinde sürecin devam ettirilmesiyle
100’e yakın
coğrafi ürün başvurusunun gerçekleştirilecek olması da oldukça önem arz ediyor.
Bütün bu
çalışmalar Konya’nın zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğunu ispat ederken,
gastronomi turizminde de hak ettiği yere geleceğini işaret ediyor.
Sanırım Konya Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde yapılan çalışmalar ve şehrimizdeki turizmcilerinde çalışmalarıyla Gastronomi Turizminin gelişmesinde önemli başarılar elde edeceğiz.
Festivale katılan
TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın,“Konyalılar
gastronomi festivaline gerçekten ilgi gösteriyorlar. Gastronomiye böyle yüksek
bir alaka olması Konya için beni çok mutlu etti. Tabii bundan sonraki hedefimiz
buraya turist göndermek olacaktır. Yakın vadede hedefimiz iç turizm, orta
vadede yabancı turistler için çalışacağız. Yani
Türkiye’de hangi kentte var bu kadar kıymetli Mevlevi, Selçuklu yemekleri.
Fakat modern versiyonunu da oluşturmalıyız. Yeni Konya mutfağını da sağlamalıyız
ki, o zaman tam bir gastronomi kenti olacaktır. Turizmciler olarak, TÜRSAB
olarak notlarımızı aldık. Gerek belediyeye gerek kamuya bütün eksiklikleri
bildireceğiz. Bu eksikler üzerinden gelecek seneye İnşallah bir turizm hareketi
oluşturmaya başlayacağız. Hedefimiz yakın vadede iç turizm, orta vadede yabancı
turistler için çalışacağız.”
Ömer Kartın’ın
hiçbir şehirde bu kadar kıymetli Mevlevi, Selçuklu yemeklerinin olmadığını
belirtmesi şehrimizin gastronomi turizminde artılarının çokluğuna işaret
ederken, modern versiyonunun da oluşturulması gerektiğini hatırlatıyor.
Bunun yanında
TÜRSAB olarak, Gastronomi noktasında Konya’da bir turizm hareketi oluşturmaya
başlayacaklarını ifade etmesi de şehrimizin tanıtımıyla birlikte ekonomisine
bir hareket getirecektir.
TÜRSAB Konya Bölge
Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan değerlendirmesinde, “Konya gibi bir şehrin,
başkentinin gastronomi ile anılması bizim için çok önemli. İnşallah ileride de
anılacaktır. Gastronomi festivalin yapılması başlangıç olarak şu anda çok
süperdir. Ama bunun geliştirilecek tarafları vardır. Bizimde fikirlerimiz
var. Başka sivil toplum kuruluşlarının görüşleri vardır. Belediyenin de bununla
ilgili yeni görüşleri ve düşünceleri var. Gelecekte önemli olan bunun belli bir
dönem içerisinde bu şekilde devam etmesi ve bundan bu şehrin kazançlı çıkması,
kazanması, ekonomik olarak katkı sağlamasıdır. Öncelikle önümüzdeki 4-5 yıl
içerisinde bu şehrin yerel olarak iç turizm açısından canlılık getireceğini
düşünüyorum. Önümüzdeki 5 yıldan sonra da yurtdışı potansiyel açısından
Konya’ya büyük katkılar sağlayacağı kanaatindeyim. Konya’da gastronomi
turizminin gelişmesini engelleyecek hiçbir engel yok. Bizim elimizde materyal,
imkân çok, biz bu imkânlarla Konya’da gastronomiyi dünya çapında tanınır bir
hale getiririz.”
Özdal Karahan,
Konya gibi bir başkenttin gastronomiyle anılmasının turizmciler için çok önemli
olduğuna işaret ederken, gastronominin gelişmesi içinde belediyelerin,
turizmcilerin ve STK’ların birlikte çalışmalar yapmasını gerektiğini
vurguluyor.
Konya’nın
gastronomi turizmini geliştirmesi noktasında hiçbir engelinin olmadığını dile
getirerek, şehrimizin zengin mutfağıyla birlikte materyalinin ve imkânlarının
çokluğuyla birlikte,Konya’da gastronomiyi dünya çapında tanınır bir hale
getirebiliriz diyor.
Neden Şehrimiz Konya’da Gastronomi Turizminde öne çıkan iller arasında yerini almasın. Bu alanda da hiçbir eksiği olmadığı gibi, artıları da çoktur.
Zengin ve eşsiz lezzetleri barından yemek kültürüne sahip olan şehrimizin, Gastronomi Turizminde hak ettiği yere gelmesinde hiçbir engelde yoktur.
Gastronomi
Turizminde de dünya ve ülkemiz genelinde adından da söz ettirecek zenginliğe ve
potansiyele de sahiptir.
Yeterki Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ve şehrimiz turizmcilerinin bu
konudaki yaptığı çalışmalara ve projelere destek verip, sahiplenelim.
Yeter ki
“Birlikte” ve “Orta akıl ve Projelerle” bu sürece katkı verelim. Başarmak için
hiçbir engelde kalmaz.
Ne dersiniz sizce
de böyle yapmamız gerekmez mi?
Yazarlar
Resim Galerisinden