çalıştayın açılışında konuşan Konya Büyükşehir Belediye
Başkanı Uğur İbrahim Altay, çocuklarda ekran bağımlılığının, üzerinde istişare
edilerek çözüm oluşturulması gereken çok önemli bir konu olduğunu belirtti.
Teknolojiye asla karşı olmadıklarını ifade eden Başkan Altay, “Derdimiz bunun
bir disipline edilmesiyle ilgili. Biz bu anlamda çocuklarımızın teknolojiyle
daha yakından tanışmaları için Bilim Merkezimizle çok ciddi çaba sarf ediyoruz.
Geçtiğimiz ay Çin’de Konya’yı temsil eden çocuklarımız Dünya Eğitim Robotları
Yarışması’nda ciddi ödüller aldı. Bu konuda çocuklarımızın teknolojiyi sadece
kullanan değil, teknolojiyi üreten bireyler haline gelmesi için ciddi bir çaba
sarf ediyoruz. Ama toplumsal olarak çocuklarımızı ekranların değil, bizim
yetiştirmemiz gerekir” dedi.
“Umuyorum bu bir başlangıç olur”
Kültürümüzü anlatmanın yolunun geçmişte nesilden nesile
aktarıldığını ancak bu durumun yerini günümüzde ekranların aldığını anlatan
Başkan Altay konuşmasına şöyle devam etti: “Bu alan kontrol edemediğimiz bir
alana dönüştü. Her türlü şiddet içeriğinin çocuklarımızın yaşlarına uygun
olmayan içeriklere çok kolay ulaşımın olduğu bir dönem yaşıyoruz. Bizim
görevimiz kılavuzluk etmek ama önce kendimize bakıp sonra çocuklarımıza doğru
bir yol çizelim. İnşallah bu sorunun üstesinden geleceğiz. Bu konuda Necmettin Erbakan
Üniversitesi (NEÜ) Aile ve Gençlik Uygulama ve Araştırma Merkezimize,
üniversitemize ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Umuyorum
ki, bu bir başlangıç olur. Bu konuyu daha çok çalışmamız daha çok konuşmamız
gerekiyor. Bugün önemli bir adım atıyoruz, bir mum yakıyoruz. Bu mum inşallah
sadece Konya’da değil, tüm Türkiye’de bir karşılık bulur ve genç nesillere bir
kılavuzluk edebiliriz.”
“Melez hayatlardan kurtulup organik, sahici insan
ilişkilerine dönmemiz lazım”
Açılış konuşmasının ardından Psikiyatri Uzmanı ve Yazar
Kemal Sayar “Ekran Bağımlılığı” hakkında konferans verdi. Herkesin sanal
ortamda gerçek ortama istikametini çevirmesi gerektiğini kaydeden Sayar,
“Günümüzün en önemli sorunlarından biri sanallıkla gerçek hayat arasında melez
hayatlar yaşıyor olmamız. Bir ekrana baktığımız süre içinde biz orada değiliz.
Bir lokantaya gidin, bir kafeye gidin. İnsanlar karşısındakilerin yüzüne bakmak
yerine ekrana bakıyor. Ben buna ‘çevrimiçi hayat’ diyorum. Bizim çevrimiçi
hayatlardan çevrimdışı hayatlara daha çok çıkmamız gerekiyor. Melez hayatlardan
kurtulup organik sahici insan ilişkilerine dönmemiz lazım. Çünkü insanın yüz
yüze bakabilmesi büyük bir nimet. Bir insanın yüzüne baktığımız zaman aynı
zamanda o yüzü görmekle daha ahlaklı davranmaya mecbur oluyoruz” ifadelerini
kullandı.
Yazarlar
Resim Galerisinden