görülmesiyle birlikte
yerli üretimin önemine dikkat çekti. Yokuş, ülkemizde yeniden yerel üretime
geçilerek, çiftçilere verilecek destekler ile dışa bağımlılıktan kurtulmanın
mümkün olduğunu ifade etti.
Yokuş“Küresel
salgın olan korona virüsünün ülkemizde görülmesiyle birlikte kendi
topraklarımızın, tohumlarımızın ve çiftçilerimizindeğerini bir kez daha anlamak
gerekiyor. Doğada her şey kendi kendine yetebilen bir zenginliğe sahipken,
insan eliyle betonlaşmış, genetikleriyle oynanan tohumlar ile topraklar
zehirlenmiş, üretim yapan çiftçilerimiz ise tarım çarkının dışına atılmıştır. Anadolu’muzbin
bir çeşit zenginliğe sahipken, kendi kendine yeten üretimlerimizden
vazgeçilmiştir. Tarımdaki en büyük yanlışımızyerli tohumumuz olan Ata tohumunu
desteklemek yerine hibrit tohumu desteklemek oldu. Hibrit tohumuyla birlikte
kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlarla da topraklarımız zehirlendi.
Bilindiği
gibi hibrit tohum pazarı uluslararası sermayenin kontrolü altındadır. Bu
firmalar hibrit tohumunu ülkemizde üretip, kendi ülkelerine gönderiyor.
Ardından yine bizim ülkemize ithalatını yapıyor. Hibrit tohumunun yanında ilaç
ve gübre gibi tarımsal girdi ürünlerini de zorunlu olarak almak zorunda
bırakılıyoruz. Aldığımız bu tohumlara royalite bedeli ödüyoruz. Tüm bunların
sonuçları ise,
Tarımsal
girdilerin maliyeti arttı.Çiftçinin ürettiği ürünlerin fiyatları aynı kaldı.
Ülkemiz
tarımda daha çok dışa bağımlı hale geldi. Milli sermayemiz yabancı firmalara
akmaya devam ediyor.”
YERLİ ÜRETİCİYE VERİLECEK DESTEK BİZİ DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTARACAKTIR“Geleceğe yönelik değil, günü kurtaran planlarla tarımı nasıl bitirdiğinizi hep birlikte görüyoruz. Mercimek Kanada’dan ithal edilirken, Tahıl ambarı Konya Ovasında tahıl ekemez hale geldi.Korona virüs salgını bizlere tarımın, üretimin ve güvenli gıdanın hayati önemini bir daha göstermiştir. Dışa bağımlılık Türk Tarımını ve Türk çiftçisini her geçen yıl zayıflatarak üretimden çekilmelerine zemin hazırladı. Uzun yıllar dışa bağımlı tarım politikalarıyla yeterince üretemeyen çiftçiler topağa küstü. Çiftçilerimize ve besicilerimize yeterli kaynaklar ve hibe destekleri sağlanmadı. Bununla birlikte kanunun öngördüğü gayri safi milli hasıladan da çiftçilerimize hak etmiş oldukları pay verilmedi.”
ÜLKEMİZİN GELECEĞİ ÇİFTÇİLEREVERİLECEK DESTEĞE BAĞLI
“Bugüne
kadar izlenen yanlış tarım politikaları Türk tarımını, çiftçisini ve hayvancılığını
30 yıl geriye götürmüştür. Yanlış tarım politikalardan vazgeçip, eskiden olduğu
gibi yerli üretime dayalı Atatürk’ün kurmuş olduğu fabrika ayarlarına ve tarım
politikalarına geri dönmeliyiz. Atatürk’ün “Köylü Milletin Efendisidir”
deyişinden hareketle acilen Türk tarımını çiftçisini ve besicilerimizi yeniden
efendi yapmalıyız.”
ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN
“Ülkemizde
iklimsel etkiler nedeniyle, tarım ürünleri üretimi bölge bölge farklılık
göstermektedir. Bu durum ülkemiz için büyük bir avantajdır. Ayrıca bazı
bölgelerimizde yıl içinde aynı tarladan 2 hatta 3 çeşit ürün alınabilmektedir.
Bugün itibariyle bazı bölgelerimizde ise başta sebzeler olmak üzere ekimler
yeni başlamaktadır. Ülkeyi yönetenlerin bu gerçekleri de göz ardı etmeden Tarım
ve Hayvancılıkla ilgili hibe ile desteklerin tamamını bu aylarda vermesi
gerekmektedir. Yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde gıda ürünleri üretiminde bir
aksama yaşanması telafisi mümkün olmayan olumsuzluklara sebep olabilecektir.
Tarım ve Hayvancılığa şimdiden yapılacak destekler, üretimi ciddi miktarda
artıracak ve yıl içinde daha çok üretime ve dolayısıyla daha az gıda ürünü
ithal etmemize vesile olacaktır. Temennimiz odur ki ; “Bir musibet bin nasihatten
evladır” anlayışı içinde yıllarca ihmal ettiğimiz gıda maddeleri üretiminde
arzu ettiğimiz hedefe ulaşmaktır.”
BİZ
TARIMDA KENDİ KENDİMİZE YETERİZ
“Elverişli
tarım arazilerini üretime açmalı,tarım politikalarında sürdürülebilir gıda
güvenliğimiz dikkate alınarak planlamalar yapılmalıdır.Korona virüsünden ders
çıkararak, üretimde yerli ve milli olmayı, sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimi
sağlamak, çiftçilerimizi yeniden toprakla buluşturmakla mümkündür.Bu çerçeve de
üreticilerimize GSMH’nınyüzde 0.4 vermek yerine öncelikle kanunda yer alan GSMH’nın
yüzde 1’ni vermekle başlamalıyız.Üreticilerimizin hibe desteklerini artırmalı,
sıfır faizle kredi yapılandırmaları ve girdi fiyatlarının düşürülmesi gerekmektedir.”
YENİ ÜRETİM ÇİFTLİKLERİ KURMALIYIZ
“Bölgelerimizin
özelliklerine göre yeni çiftlikler kurulmalı, hâlihazırda olan çiftliklerimize
iyileştirmeler yapıp üretimleri arttırmalıyız. Üreticiden tüketiciye uzanan bu
süreçte ülkemizde gıdaya erişimin, tarım üretiminin geleceğini planlamalıyız. Türkiye’nin
geleceği, çiftçilerin yerli üretim yapmasıyla ve milli sermayemizin ülkemizde
kalmasıyla gerçekleşecektir.”
Yazarlar
Resim Galerisinden