Başkan şafak,Geçen hafta Çarşamba günü, gündeme bir haber
düştü… Hükümet, hekimlere 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında zam verileceğini ve
konuyla ilgili yasal düzenlemenin aynı gün Meclise geleceğini açıkladı.
Biz hekimlere zam verilmesi noktasında sevindik, mutlu
olduk, ancak diğer geri kalan bütün sağlık çalışanlarının kapsam dışında
olmasına da üzüldük. Tepkimiz bunadır. Vermiş olduğumuz tepkinin nedeni,
düzenlemenin tüm sağlık çalışanlarını kapsayıcı nitelikte olmamasıdır.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate
alındığında, Hükümetin zam haberinden herkesin memnuniyet duyması gerekir değil
mi?
Çünkü döviz almış başını gidiyor, artan enflasyon nedeniyle
ürünlerin etiketi günden güne değişiyor.
Yani para pula döndüğü için fiyatlar cep değil, adeta yürek
yakıyor. Hayat her açıdan ateş pahası!
İşte böyle bir ortamda herkese değil de hekimlere zam
yapılacağı açıklandı.
İlk tepkimiz; “hekimler hak ediyor, elbette zam yapılacak!
Peki ya geride kalan yüzbinlerce sağlık çalışanı, onlara zam yok mu, onlar hak
etmiyor mu” oldu.
Bu tepkiyi sadece bizler değil, yüzbinlerce sağlık çalışanı
gösterdi. Sosyal medya adeta inledi.
Kısa süre içinde, maalesef geride kalan sağlık
çalışanlarının ücretlerinde her hangi bir iyileştirme yapılmayacağını öğrendik.
Sadece Sağlık Bakanlığı bünyesindeki sağlık çalışanları değil… Aile
hekimlerinin yanı sıra, üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyeleri,
araştırma görevlileri de zam kapsamının dışında tutulmuş. Açıkçası bu duruma
çok üzüldük, çok öfkelendik, duygusal açıdan isyan ettik!Değerli basın
mensupları; şunun altını özellikle çiziyioruz; yetkili sendika olarak, biz zam
yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Zamma karşı olmamız, sendikal
kimliğimizi ve mücadelemizi inkar anlamına gelir.
Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız… Siyaset
eliyle, kanun düzeyinde ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Hekim harici
yüzbinlerce sağlık çalışanının üvey evlat görülmesine, yok sayılmasına, emeklerinin
hor görülmesine karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sağlık
çalışanlarının fedakarlıklarının, mücadelelerinin, gayretlerinin görmezden
gelinmesine karşıyız. Bizim karşı olduğumuz bu… Vicdan sahibi herkesi de karşı
olmaya, tepki göstermeye davet ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi; çünkü sağlık
ekip işidir, bu hizmeti sunan sağlık çalışanları da bir vücudun organları gibi
bütündür. Hemşireyi doktordan, doktoru teknikerden, teknikeri ambulans
şoföründen ayrı görürseniz ve ona göre muamele ederseniz, bir yönüyle hepsine
kötülük etmiş olursunuz. Dahası, bu şekilde davranarak sağlık sisteminin altını
oymuş olursunuz! Sağlık çalışanları bu kötülüğü hak etmiyor… Sağlık sisteminin
bu ve benzer kötülüklerle, haksızlıklar ayakta durması mümkün değildir.
Ülkemizde, kamu adına 1 milyon sağlık çalışanı görev
yapıyor.
Kapıdaki güvenlik görevlisinden danışmadaki memura, temizlik
görevlisinden teknikere, ambulans şoföründen röntgen teknisyenine,
hemşiresinden doktoruna… bunların tamamı 1 milyon sağlık emekçisine dahildir. Görev
tanımları farklıdır ancak yaptıkları iş insanımıza sağlık hizmeti sunmaktır. Her
bir branştaki, her bir birimdeki sağlık emekçisi, sağlık hizmet zincirinin bir
halkasını temsil ediyor.
Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış
olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin
bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz.Zam
konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik
en yetkililerin ağzından. Gerçekten de çok üzüntü verici bir durum. Geçen
hafta, sağlığın bir ekip işi olduğu, sağlık çalışanlarının da bir bütün olduğu,
yüce Meclis eliyle resmen inkar edilmek istenmiştir. Açıklamalara bakacak
olursak, zam konusu, Bütçe görüşmeleri neticesinde tekrar Meclis gündemine
gelecek. Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz; Meclis’ten, yüz binlerce sağlık
çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir zam kararı
bekliyoruz.Tersi bir uygulamaya; sessiz kalmamız ya da sineye çekmemiz mümkün
değildir. Tersi bir uygulama, sağlık çalışanlarını meslekten soğutacağı gibi,
sağlık sistemini de ciddi ölçüde yaralar. Biliyorsunuz, pandemiyle mücadele tüm
hızıyla devam ediyor. Pandemiyle mücadelemizdeki başarımız dolayısıyla bizleri
yani fedakar sağlık çalışanlarını alkışlamayan, teşekkür etmeyen kalmamıştı. Buradan
sormak istiyoruz; sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz, teşekkür ediyoruz
diyenler, sağlık çalışanlarının bir kısmını mı alkışladılar… belli branştaki
sağlık çalışanlarına mı teşekkür ettiler… Hayır… Ayrım yapmaksızın sağlık
çalışanlarının tamamına teşekkür ettiler ve alkışladılar değil mi? O günler ne
çabuk unutuldu… Zam konusuna gelince, bu ayrımcılık niye? Ayrımcılık yaparak,
yüzbinlerce sağlık çalışanıyla helalleşeceklerini mi düşünüyorlar? Ya da ayrımcılık yaparak, çalışma barışını
sağlayacaklarını, çalışanların moral ve motivasyonu artıracaklarını mı
düşünüyorlar? Saha gerçekliğinden yoksun, oldu-bitti masa başı kararlar bunları
olması mümkün değil! Yüz binlerce sağlık çalışanının takdirini kazanmanın yolu
belli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde, bir kısmına değil, tamamına zam yapmaktır. 1
milyon sağlık çalışanının bir kısmına zam yapıp, geri kalanını yok saymak;
çalışma barışını baltalamaktan, sağlık çalışanları arasına fitne sokmaktan
başka bir anlam ifade etmez. Hele tüm bunlar, sorumlu Bakanlık eliyle yapılmak
isteniyorsa, durum çok daha vahimdir. Sağlık-Sen olarak, bu vehamete “dur”
demek için bugün olduğu gibi Perşembe günü de iş bırakıyoruz. Sadece kendi
ilimizde değil, tüm Türkiye’de şubelerimizle, genel merkezlerimizle iş
bırakıyoruz. Tüm sağlık çalışanlarını bizlere destek olmaya davet ediyoruz.
Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmaması için var gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız.
Yazarlar
Resim Galerisinden