gündemi değerlendirdi. Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Enes’in konuşması mevcut durumun ifşasıydı’
“Genç bir tıp öğrencisi arkadaşımız Enes Kara canına kıydı.
Enes’ten bize, ülkenin gençlerinin sesi niteliğinde son bir mektup ve video
kaldı. Enes’in son konuşması mevcut durumun ifşasıydı. Kötü yönetim nedeniyle
hayalleri elinden alınan, yarınları ipotek altına alınan gençlerin sistematik
bir şekilde dışlandığı bir düzenin ifşasıydı. Kantinde çay içemeyen, kitap
almaya harçlığı yetmeyen, arkadaşlarıyla kafede oturamayan gençlerin hapsedildiği
hayatın ifşasıydı.”
‘Bu otokrat ittifak kaldığı sürece başka Türkiye mümkün
olacak mı?’
“Ülkeyi yönetenler gençlerin sorunlarına kulak kabartmak
yerine onlara hakaret ediyorlar. Gençler de çareyi kaçacak ülke aramakta
buluyor. Ülkeden kaçamayan, içinde olduğu cendereyle baş etmeye çalışıyor.
Bugünkü hükûmet, kendi evlatlarına ağır bir depresyon sunuyor. Size sormak
istiyorum: İktidarda bu otokrat ittifak kaldığı sürece başka bir Türkiye mümkün
olacak mı?”
‘Beğenmedikleri her şey kapatılsın istiyorlar’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin
ve Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmasını istediği görüntüleri izleten
Babacan şunları söyledi:
“Beğenmedikleri her şey kapatılsın istiyorlar. Sürekli
ayrıştırma, düşman üretme… Başka bir şey bildikleri yok. Ülkedeki hukuk
kırıntısının sahibi olarak bir Anayasa Mahkemesi kalmış, ‘Onu da kapatalım’
diyor. Sağlık çalışanlarının ve vatandaşlarımızın haklarını dile getirenlere de
‘Susturalım’ diyor. Almışlar ellerine bir çekiç, gördükleri her şeyi çivi sanıp
saldırıyorlar.”
‘Özel yurtların tamamı denetlenmelidir’
“İktidar, gençlerin barınma sorununu çözmelidir. Ucuz ve
nitelikli yurtlara erişim sağlanmalıdır. Ayrıca özel yurtların tamamı
denetlenmelidir. Devletin görevi, gençlere kaliteli ve hesaplı yurt imkânı
sunmaktır. İki lafın başında üniversite sayısını artırmakla övünen hükûmet,
üniversiteler için yeterli yurt imkanını niçin hazırlamadığını da izah etmek
zorundadır.”
‘Siz kapatmaktan, yasaklamaktan başka bir şey bilmiyor
musunuz?’
“Ancak meseleye bunun ötesinde bir yaklaşım, başka türlü bir
otoriter yönetime davetiye çıkarmaktır. Biri çıkıp ‘Anayasa Mahkemesini,
Tabipler Birliği’ni kapatalım’ diyor; öteki çıkıp ‘Vakıfların, derneklerin
yurtları kapatılsın’ diyor. Ya siz kapatmaktan, yasaklamaktan başka bir şey
bilmiyor musunuz? Doğru dürüst politikalarla kuralların işlemesini, kurumların
iyi çalışmasını sağlayamaz mısınız? İşte biz, bu iki kutup arasındaki sıkışmışlıktan
ülkeyi kurtaracağız.”
‘Birbirinin izdüşümü olan iki otoriterliği de reddediyoruz’
“Ortada bariz bir zihniyet ve yaklaşım sorunu var. Dünyada
hiçbir fikir yasaklarla yok edilememiştir. Çünkü Enes’in sözlerinden anlıyoruz
ki; Enes ailesinden, okulundan, kaldığı yurttan şikayetçi. Enes ülkesinden
şikayetçi. Bu ülke ona umut veremedi. Eğer ailesinde, ülkesinde, yurdunda onu
dinleyecek birilerini bulsaydı, belki de bu kararı almayabilirdi. Bu yüzden
dinlemenin öneminden sıkça bahsediyoruz. Gençleri, arkaik kavgalarla
umutsuzluğa mahkûm edemeyiz. Bu kavgalar sorunu çözmüyor. O yüzden biz birbirinin
izdüşümü bu iki otoriterliği de reddediyoruz.”
‘Gençlerle beraber siyaset üreteceğiz’
“Çoğu zaman siyasette gençlere layık görülen de sağa sola
bayrak asmak, kongre salonlarında, mitinglerde slogan atmak oldu. Biz ‘Öyle
kol-bacak diye ayrım olmaz, gençlik kolları olmayacak, gençler tüm kademelerde
olacaklar’ dedik. Gençlerle bir arada olacağız dedik. ‘Beraberce siyaset
üreteceğiz, karar alacağız’ dedik. Gençler, partimizin karar mekanizmalarının
tam merkezinde yerlerini aldılar. Seçimden seçime hatırlanan, ‘Z kuşağı’
masalları ile kandırılmaya çalışılan, ciddiyetsiz şakalarla, genel geçer
vaatlerle gençlerin gündeme gelmesini kabul etmiyoruz. Bizim için gençlerin
sorunları bugünün sorunlarıdır. Hiçbir sorunları ertelenemez.”
‘Gençlere ‘hem su hem söz sizin’ diyeceğiz’
“‘Su küçüğün söz büyüğün’ demeyeceğiz. Gençlere ‘Hem su hem
söz sizin’ diyeceğiz. ‘Başımıza icat çıkarın’ diyerek tüm girişimcileri
destekleyeceğiz. ‘Olmaz öyle saçma şey’ diyenlere inat, gençlerin hür
düşüncesinin peşinde koşacağız. Çünkü biz gençlerin kaçmak istediği değil,
yaşamak istediği, tüm dünyadan gençlerin ‘3 ay, 6 ay, 1 sene kalsam’ dediği bir
Türkiye’yi inşa edeceğiz. Biz, gençlere rağmen veya gençler için değil,
gençlerle beraber buradayız.”
‘Bu kafayla giderlerse üç haneli enflasyon rakamları uzak
değil’
“Ülkenin partili taraflı cumhurbaşkanı son bir haftada
enflasyon sorunu için önce ‘köpük’ dedi, sonra ‘müsilaj’ dedi. Bugün de
‘şişkinlik’ demiş. Ne dese tutmuyor. Çünkü ne dese kimse yutmuyor. Hiç boşuna
uğraşmasın. Vatandaşlarımız enflasyonun ne olduğunu gayet iyi biliyor. Ben
kavramın doğrusunu söyleyeyim. Ülkemiz partili taraflı cumhurbaşkanlığı
sistemine geçtikten sonra, ‘kronik yüksek enflasyon’ dönemine girmiştir. O gün
bugündür enflasyon çift hanedir. Tek haneye düşürmeleri hayaldir. Allah
korusun, bu kafayla ve inatla giderlerse, ülkenin cumhurbaşkanı bilime ve akla
her türlü aykırı tezini dayatırsa üç haneli enflasyon rakamları da uzak
değildir.”
‘Türkiye’deki gerçek enflasyon hem G20’de hem de OECD’de en
yüksek enflasyondur’
Babacan, partisinin bugünkü grup toplantısında “Ülkedeki
enflasyon artışı nispeten diğer ülkelerin altında kalmıştır” diyen Erdoğan’ı,
dünyadaki enflasyon rakamlarını göstererek yanıtladı:
“Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? G20 ülkelerinde bir
Arjantin Türkiye’den yüksek görünüyor, yüzde 51. Türkiye’deki enflasyon yüzde
36 mı? Bağımsız bir araştırma grubu var, onların hesabına göre 80. Grafiğe
yüzde 80’i koysak, grafik tavanı deler geçer. Hangi ülkeye göre göreli olarak
daha iyiymişiz? Bu ülkenin gerçek enflasyonu, hem G20’de hem de OECD’de en
yüksek enflasyondur. Belli ki Beştepe’de enflasyon falan yaşamıyor. Ekmek elden
su gölden. Keçiören’deki dairede yaşasaydı, 3-4 komşusu olsaydı, hiç olmazsa
girerken çıkarken komşularla karşılaşıp gerçek enflasyonu duyabilirdi.”
‘Ne Şampiyonlar Ligi, ekonomiyi küme düşürdün’
“Ekonomiyi batırdı, mahvetti, perişan etti, şimdi de çıkmış ‘Ekonomide Şampiyonlar Ligi’nin parçası olacağız’ demiş. Ne Şampiyonlar Ligi yahu? Ekonomiyi defalarca küme düşürdün. Her yıl bir alt kümeye düşüyoruz. Biz ayrıldıktan, ortak akıl ve istişare terk edildikten, dürüst ve ehil insanlar sistemden çıktıktan sonra ülkenin kredi notu yatırım yapılabilir seviyeden tam 5 kat aşağı indi. 5. bodrumda şu an. İşte tam da bu yüzden, artık bu takıma yepyeni yöneticiler gerekiyor. Bir takımı her yıl beş defa arka arkaya küme düşüren birisini takımın başında tutmazlar, değil mi?”
Yazarlar
Resim Galerisinden