Hastalık, nüksettiği her 10 kişiden 1’inde körlüğe neden
oluyor. Göz sinirini tutan bir hastalık olan Glokom, erken teşhis ve sağlıklı
beslenme ile önlenebiliyor. Yaygın olarak görülen bu hastalığa dikkat çekmek
için her yıl 12 Mart’ta Dünya Glokom Günü ve 8-14 Mart tarihleri arasında da Dünya
Glokom Haftası kutlanıyor.
Yükselen göz içi basıncının, görme sinirini tahrip etmesiyle
başlayan Glokom, erken ark edilmemesi durumunda geri dönüşü olmayan görme
kayıplarına ve hatta körlüğe sebep oluyor. Uzmanlar, gözde görme kaybı
oluştuktan sonra geriye dönüş olmadığı için, glokomun erken teşhisinin oldukça
önemli olduğunu belirtiyor. Hastalığın başlangıç döneminde genelde bireyler
tarafından fark edilmemesi nedeniyle, uzun zaman sürecinde görme siniri
yıpranmaya uğruyor. Bu yıpranma, durumu
hasta tarafından fark edildiğinde gözde meydana gelen hasar, onarılamaz düzeye
ulaşabiliyor.
Sağlıklı yaşam alanında uluslararası referans kurumlardan en
güncel bilgileri kamuoyunun dikkatine sunan Sabri Ülker Vakfı, glokom konusunda
alınması gereken önlemleri sıralıyor.
Orta yaşın üzerindekiler dikkat etmeli
35 yaş üstü bireyler, ailesinde glokom geçmişi bulunanlar,
sigara kullananlar, diyabet hastaları, şiddetli kansızlık hastalığı veya şok
geçirmiş olanlar, hipertansiyon hastaları, yüksek derecede miyopisi veya
hipermetropisi olanlar, uzun süre kortizon tedavisi görenler, migren ile mücadele
edenler ve göz yaralanmasına maruz kalanların glokom açısından yüksek riski
bulunuyor.
Ne kadar antioksidan, o kadar güçlü göz sağlığı!
Antioksidan kaynağı zengin besinleri tüketmek göz sağlığına
olumlu etki sunuyor. Amerikan Optometrik Derneği’nin göz sağlığı için önerdiği
antioksidan kaynağı 5 bileşen şöyle:
Karotenoidlerden; Lutein ve Zeaksantin
Yapılan birçok araştırma, lutein ve zeaksantin'in kronik göz
hastalıkları riskini azalttığını gösteriyor. Yapılan çalışmalar yüksek lutein
ve zeaksantin alan kişilerin yeni katarakt geliştirme riskinin düşük olduğunu
ortaya kouyuyor Koyu yeşil yapraklı sebzeler, lahana, bürüksel lahanası, kabak,
brokoli, mısır, bezelye, bal kabağı, Trabzon hurması, muşmula, portakal,
mandalina gibi diğer renkli meyve ve sebzeler göz sağlığı için faydalı birincil
kaynaklar arasında yer alıyor.
C vitamini
Bilimsel kanıtlar, C vitamininin katarakt geliştirme riskini
azalttığını ve diğer temel besinlerle birlikte alındığında, yaşa bağlı makula
dejenerasyonunu ve görme keskinliği kaybının ilerlemesini yavaşlatabileceğini
açıklıyor. Göz sağlığını desteklemek için günlük olarak C vitamini içeren
portakal, mandalina, limon, greyfurt, çilek, böğürtlen, kivi, papaya, koyu
yeşil yapraklı sebzeler, yeşil biber ve domates gibi besinleri tüketmek oldukça
önemli.
E vitamini
Göz hücrelerini
korumada oldukça etkili rol oynayan E vitamininin besin kaynakları arasında;
bitkisel yağlar, fındık, antep fıstığı, ceviz, badem başta olmak üzere; sert
kabuklu kuru yemişler, buğday tohumu ve tam buğday ve rüşeym katkılı undan
yapılmış besinler bulunuyor.
Esansiyel yağ asitleri
Omega-3 yağ asitleri, uygun görsel gelişim ve retina
fonksiyonu için büyük önem taşıyor. Prematüre ve zamanında doğan bebeklerde
yapılan araştırmalar, optimal görsel gelişim için diyette yeterli miktarda
omega-3 yağ asidi almanın gerekli olduğunu gösteriyor. Somon, ton balığı,
hamsi, istavrit, barbun, mezgit, levrek ve diğer soğuk su balıkları, en iyi
omega-3 yağ asitleri kaynakları arasında yer alıyor. Bu besinler aynı zamanda
iltihaplanmayı azaltmaya, gözyaşı üretimini artırmaya ve gözün yağlı dış katmanını
desteklemeye de yardımcı oluyor.
Çinko
Çinko, gözlerde koruyucu bir pigment olan melanin üretimi için karaciğerden retinaya A vitamini taşımada hayati bir rol oynuyor. Zayıf gece görüşü ve bulutlu katarakt gibi görme bozuklukları, çinko eksikliği ile ilişkilendiriliyor. Çinkonun besin kaynakları arasında kırmızı et, balık ve deniz ürünleri, fındık, ceviz, antep fıstığı gibi sert kabuklu kuruyemişler yer alıyor.
Yazarlar
Resim Galerisinden